Kompleks Bülten logo

Kompleks Bülten

Subscribe
Archives
July 26, 2024

📚 Yeni fasikülümüz yayında! 💻 Tekno-feodalizm ve cyberpunk dünyasına dalıyoruz. 🤖

Merhaba,

Kompleks’in yeni fasikülü güvencesizlik ve gig ekonomisi tartışmalarından tekno-feodalizme uzanıyor. Yeni teknoloji sermayesinin aldığı şekli, ortaya çıkan iktisadi ve toplumsal durumu farklı açılarından ele aldığımız bu fasikülün kapsadığı diğer bir başlık da kültürel yansıma olarak siberpunk kültürü. Bu çaprazlamadan ortaya çıkan ve tekno-fepdalizmi derinlemesine inceleyen yeni fasikülün, bu güncel konu hakkında herkese fikir vermesi dileğiyle…

#kompleks #ikincifasikül #teknofeodalizm #siberpunk

🔗 https://kompleks.org/tekno-feodalizm

www.kompleks.org info@kompleks.org


YENİ DÜNYA DÜZENİ YA DA BİLDİĞİMİZ KAPİTALİZM

Kompleks ikinci fasikül son zamanlarda hem Türkiye’de hem de dünyada ciddi tartışmalara sebep olan tekno-feodalizme odaklanıyor.

✍️ Kompleks

🔗 https://kompleks.org/fasikul/teknofeodalizm/bolum-1/teknofeodalizm/

Fikrin ana mimarlarından biri olan Yanis Varoufakis'e göre tekno-feodalizm giderek egemen ekonomik sistem olarak kapitalizmin yerini alıyor. Merkez bankaları piyasaları desteklemek için para basarak finans ile reel ekonomiyi birbirinden ayırdı. Zenginlik artık geleneksel piyasalar aracılığıyla değil, kullanıcıların özgürce değer ürettiği dijital platformlar aracılığıyla elde ediliyor. Bu durum, küresel ekonomiyi özel karlar yerine merkez bankası parasının yönlendirdiği bir süreksizlik yarattı. Özel derebeylikler gibi feodalizmin özellikleri piyasaların yerini almıştır. Kapitalist sektörler varlığını sürdürürken, tekno-feodal ilişkiler onları geride bırakmaktadır. Kapitalizmin içinde bulunduğumuz dönemde yeni bir evreye geçmek yerine kendini tamamen feodalizme benzeyen sermaye üretiminin aksine baskı ve güç ile rantiye üzerinden yenileyen farklı bir yönetim ve ekonomi modeline bıraktığını savunan bu fikir ne kadar gerçekçi bir tespit olma niteliği taşıyor olursa olsun; tartışmanın odağındaki fikirleri ortaya koymak bu tartışmanın ortaya çıkmasına sebep olan kapitalizmin içinde bulunduğumuz zaman dilimindeki yapısını gösterme şansı verecektir.

Tekno-feodalizm veya daha geniş ismiyle neo-feodalizm tartışmasının şu an popüler olmasının arkasındaki sebepleri anlamak zor değil! Dünya’nın en büyük şirketlerinin yazılım veya daha geniş olarak teknoloji şirketleri olması; bu şirketlerin klasik anlamda kapitalist emek ilişkilerinden çok daha farklı şekilde yapılanmış olmaları bile kendi başına yeni bir analiz konusu ortaya çıkarıyor. Ama şu an bu yeni paradigmayı savunan ya da en azından tartışılması gerektiğini öne süren; aralarından Yaris Varoufakis, Jodi Dean, Evegeny Mozorov ve Naomi Klein gibi isimlerin genel olarak tartışmaya açtıkları durum dünyanın içinde bulunduğu eşitsizlik sarmalı ve teknoloji şirketlerinin bu sarmalın oluşundaki payları…

Bu konuyu tartışmaya açarken sadece içinde bulunduğumuz durumdan hareket etmenin yetmeyeceğini öne sürüp; tarihsel olarak feodalizmden kapitalizme geçiş mevzusunun da irdelenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Zira kapitalizmin tekrar feodal bir ilişkiler modeline geçiş sağlayacağını tartışmak istiyorsak bir önce gerçekleşen bu büyük değişimin ana hatları ve bu hatların ortaya koyduğu temel fikirleri de incelemek gerekiyor. Feodal serf ve köylü düzeninden işçi, sermaye ve kapitalist düzene nasıl geçildiği şu an buna benzer bir değişim içinde olup olmadığımıza ışık tutacaktır. Bu konunun özelinde farklı kapitalist modellemeleri de tarihsel modeller olarak inceleyip buradan bir çıkarım yapmaya da çalışacağız. Konu bu noktaya geldiğinde de tartışmalar politik kapitalizm adı altında sürdürülen kapitalizmin yeni modu konusuna da gelecektir.

Haliyle bu tartışmanın dönüp dolaşıp geleceği yer içinde Google, Microsoft, Facebook ve Amazon gibi şirketlerin bulunduğu dev teknoloji şirketlerinin ekonomik dinamikleri olacak. Bu şirketler feodalizm tartışmasının pozitif tarafından olanların dediği gibi kapitalist rekabet ve üretim dinamiklerini terk edip ellerindeki tekel gücü üzerinden toplumsal bir ekstraktivist model (bu modelin günümüz Türkiyesi'ne yansımaları konusunda Kansu Yıldırım’ın şu yazısına bakabilirsiniz) mi işliyor yoksa hala kapitalist üretim ilişkileri içinde fakat yeni bir devreyi mi yaşıyoruz, bu soruların cevaplarını bulmaya çalışacağız.

Bunu yaparken de tamamen teorik tartışmaların içinde kalmamak ve bu konunun sanata yansımasına bakmak için bir tür olarak siberpunk’ı ele alacağız.

Siberpunk çağdaş kapitalist kültür pazarında özel bir yer kaplar. Herkesin içinde yaşadığı güncel geç kapitalist düzenin belki de en net tasvirlerinden biridir. Bunun etkisiyle kültür endüstrisi tarafından da tüketici kitlelerini hareketlendirecek kadar ihtişamlı şekillerde kullanılır. Genel tüketicileri için görselliğiyle hayranlık uyandıran; sosyal yansımaları ve arkasında yatan neden-sonuç ilişkileriyle muğlak bir terimdir. Ağırlıklı olarak; bilimkurgu türü olduğundan ötürü tüketicisi tarafından günlük hayatını yansıtan bir yaratım olarak yorumlanmaz. Bu durum iki temel sonuca sebep olur. Bunlardan ilki siberpunk'ın aynı üretim ilişkileriyle toplumsal ve ekonomik yorumlarının gözardı edilerek yorumlanmasıdır. Bu bize görsel olarak çok etkileyici bir yansıma sunar. Ama bu yansımanın arkasında siberpunk'ın ortaya çıkmasına sebep olan toplumsal dinamikler yeterli derecede yer almadığı için karşımızdaki yaratı hem tek boyutlu hem de cansız bir imge olur. İkinci sonuç ise siberpunk'ın kendini tüketmiş bir anlatı olduğunun farkına varılmayıp sürekli ilerleyeme çalışması ve türü tanımlayan ana hatlardan uzaklaşmaya başlamasıdır. Bu da belki de çağımızı anlamak için büyük öneme sahip bilimkurgu türlerinden biri olan siberpunk'ın imgelerinin, bu işlevi görmek yerine, eleştireye açmaya çalıştığı neon ışıklı reklam panolarından birine dönüşmesiyle sonlanır.

Siberpunk teknolojik fikirlerinin ötesinde toplumun durumu hakkında yorum yapar. Beyin çipleri, yapay zekalar ve uydu kolonilerinin arasında bir grup sokak serserisi hackerın dev şirketlere karşı bazen arkadaşlarını bazen kendilerini korumak için verdikleri mücadele yer alır. Burada ortaya çıkan siberpunk'ın çelişkili yapısını bir zayıflık olarak almak yerine bunun türün bize göstermeye çalıştığı gelecek tasvirinin içkin ve aşılamayan bir çelişkisi olduğunu fark etmek gerekiyor. Siberpunk'ın yüksek frekanslı kapitalizminin çelişkilerinin bu romanlarda çözülmemiş olması ve romanın hem yapısına hem de dokusuna işlemiş olması türün kendine has bir özelliği olarak tanımlanabilir. Siberpunk külliyatına katkı yapanları eleştirmemiz gereken nokta belki de bunun tam zıddıdır. Bu çelişkiyi sonuna kadar takip etmezler. Toplumun bu çelişkilerin ertesine doğru hiç bir hamle yapmadığı bir statis halinde noktayı koyarlar. Siberpunk'ın artık ölü bir türe dönüşmesinin sebeplerinden biri de bu çelişkinin siyasi çözümlerinin günümüzde tartışılıyor olmasıdır. Çelişkinin adının konması sis perdesinin kalkmasına ve edebiyatçının görevinin sonlanmasına sebep olur. Kültür endüstrisi eleştirisinin kurucu figürlerinden Adorno'nun edebi eser hakkında bu noktayı ortaya koyan şu yorumu yapar:

Başarılı bir eser nesnel çelişkileri suni bir ahenk içinde çözüme kavuşturan eser değil, iç yapısında çelişkileri katıksız ve tavizsiz biçimde somutlaştırarak ahenk fikrini negatif biçimde ifade eden eserdir. (Adorno prisms syf. 32 english)

Siberpunk da bu doğrultu da çelişkilerini gözler önüne serdiği ölçüde edebi bir tür olarak yükselmiş; bu çelişkilerin güncel olarak yeniden tanımlanması ve eserlerin bu çelişkilerden uzaklaşmasıyla da önemini yitirmeye başlamıştır.

Tekno-feodalizm tartışmaları da bu siberpunk evrenine benzer bir evrende vuku bulur bir çokları için. Mega-şirketler ve onların insanlar üzerindeki full hakimiyetinin konu edildiği bu hikayeleri çağdaş siyasi yorumlar ile birlikte ele almak bize iyi birer analiz fırsatı verecektir. Bu çaprazlamadan da ortaya tekno-feodalizmi derinlemesine inceleyen ve hali hazırdaki tartışma külliyatına destek veren bir fasikül çıkması umuduyla…


BİZİ TAKİP EDİN!

Bülten: kompleks.org/abonelik

Youtube: youtube.com/@kompleksorg

Twitter: twitter.com/kompleksorg

Instagram: instagram.com/kompleksorg/

Facebook: facebook.com/kompleksorg

Don't miss what's next. Subscribe to Kompleks Bülten:
X Facebook Instagram
Powered by Buttondown, the easiest way to start and grow your newsletter.